Hatchback Civic’in piyasadaki en ilgi çekici modellerden biri olduğu şüphesiz. Honda’nın bir önceki jenerasyonda ortaya attığı fütüristik tasarım teması yeni modelde de devam ediyor ama tabii yıllar içinde gözlerimiz bu tasarıma alıştığı için yeni model o kadar da sıradışı görünmüyor.
Tasarıma yeni eklenen detaylar arasında önde ve arkadaki siyah, vurgulayıcı plastikler ve en önemlisi gündüz farları için LED’ler bulunuyor. Bunlar otomobile biraz daha üst sınıf bir görüntü kazandırıyor ve Civic’in görüntüsü Auris ya da Focus gibi kilit rakiplerinden çok daha premium. Ancak hala bir Golf seviyesinde değil.
Ön taraf oldukça sportif çizgilere sahipken, profilde arka kapı kollarının Alfa 156 gibi C sütununa entegre edilmesi bu algıyı artırıyor. Bu zaten önceki jenerasyondan beri Honda’nın kullandığı bir tasarım oyunu.
Civic HB’nin profil tasarımı biraz karmaşık. Öne çıkan bir omuz çizgisinin olmaması bütünlük hissinin kaybolması anlamına geliyor. Öte yandan ön farların bitiş çizgisinin çamurluk çizgisiyle birleşmesi ve bunun arka lastiklerde de devam ediyor olması bu devam hissinin biraz olsun oluşmasını sağlıyor. Biraz yorucu, fazla hareketli bir genel görüntüsü var Civic’in ama ilginç formlu çizgiler, yüzeyler cömertçe kullanılmış.
Arkada da sıradışı stop tasarımı arka camın ortasından devam edecek şekilde geliştirilmiş. Burada üçüncü stop lambası yer alıyor ama biraz olsun arka görüşü kısıtladığını söylememiz gerek. Bu arada eski modelde olmayan arka silecek camdaki yerini almış. Yerini aldığı modele göre 20 mm uzun ve 10 mm yüksek olması boyut olarak çok da büyümediğini gösteriyor. Ayrıca 0.26’lık aerodinamik katasayı sınıfının en başarılı değerlerinden.
Fütüristik ve dinamik bir duruşu olduğu doğru. Öyle görünüyor ki Japon üretici tasarım hakkında bildiği herşeyi HB versiyona arktarmış. Özellikle de sedanın sıkıcı tasarımını gözönüne aldığımızda bunu kolaylıkla söyleyebiliriz.