Yeni Astra’daki motor seçenekleri her derda deva şeklinde düzenlenmiş. 1.0 lt, 105 bg, 1.4 lt, 150 bg benzinliler ile 1.6 dizelin 110 bg ve 136 bg’lik versiyonları kullanıcıların isteğine sunuluyor. Biz testimizde 1.6 litrelik dizel, 136 bg’lik versiyonu otomatik şanzımanla kullandık.
Bu motoru daha önce Insignia'da da kullanmıştık ama bir üst sınıfta yer alan Insignia'da biraz gürültülüydü, ilginç bir şekilde Astra'daki yalıtım büyük ağabeyinden daha iyi. Motor son derece canlı hissettiriyor ve şanzımanla uyumlu çalışıyor.
Şanzımanın vites geçişleri, evet bir DSG değil ama son derece pürüzsüz ve sarsıntısız olduğu için tork konvertörlü olduğunu bile anlamıyorsunuz. Hatta da manuel kullanmadığınız sürece geçiş hızlarında da bir sıkıntı yok. Manuel kullanımda biraz gecikme var ama bence bu büyük bir sorun değil. Sadece vites topuzundan yapmanız gereken vites değişiklikleri için ileri ittiğinizde vites büyüyor, çektiğimizde küçülüyor, bu bazı markalarda tam tersi şeklinde ele alındığı için alışması biraz zor.
Astra’yı tempolu ve son derece keyifli yollarda test ettik ve otomobil gerek yol tutuşu gerekse gövde kontrolüyle dikkat çekti. Viraj içlerindeki tümsekleri son derece başarılı bir şekilde absorbe edebiliyor ve ağırlık değişimlerine verdiği tepkiler dikkat çekici. Burada süspansiyon sisteminin hakkını vermeliyiz. Opel, Astra’nın şasi ayarlarını denemek için İngiltere’nin kötü kaliteli yollarını kullanmış ve tüm süspansiyon, yürüyen aksam ayarları bu zeminlere göre yapılmış. Bunun işe yaradığını söylemek gerek, zira Türkiye’nin ‘harika’ zeminli yollarında Astra kendini evinde gibi hissediyor.
Önde MacPherson, arkada torsiyon çubuğu ve Watt’s link bağlantısı kullanılıyor ama tabii asıl fark hem ön hem de arka tarafta yapılan ağırlık tasarrufundan kaynaklanıyor.
Viraj için ağırlık merkezini değiştirdiğinizde tatlı tatlı arkadan kaymaya başlıyor ama bu 'valla bıraktım kendimi, ne olursa olsun' şeklinde değil, 'biraz eğleniyoruz, işin keyfini çıkart, hatta ESP'yi de devreye sokmuyorum senin için' şeklinde oluyor. Yani ESP biraz olsun kaymaya ve hafif kontra vermenize izin vererek sürüş keyfini destekliyor. Bu Astra’dan pek beklemediğimzi bir şeydi, zira eski modelin sürüşünün bununla ilgili yoktu.
Sabit hızda virajlara girdiğinizde önden kaymaya başarılı şekilde direniyor, biraz gaz açarsanız torktan dolayı hafif önden kayıyor ama bu çok sorun değil.
En etkileyici olansa uzun viraj performansıydı. Son derece akıcı, çizgisini bozmayan bir tempo ile uyum sağladı Astra ve giderek artan hızımıza ve test ettiğimiz yoldaki bitmek bilmeyen sol viraja rağmen neredeyse hiç dışarı açılmadan son derece güven verici şekilde tutundu. Böylesine güven veren bir tutunma ve sürüşü bu sınıfta sadece Focus’ta bulabiliyordunuz bugüne kadar.
Burada direksiyondan da bahsetmek gerek. Normal sürüşte biraz sert geliyor ama bu tip istekli ve arzulu kullanımlarda 'tam da istediğim ağırlıkta' diye düşünüyorsunuz. Astra'da en çok sevdiğim özellikler arasında direksiyon tepkileri ve ağırlığı geliyordu. Tek eleştirim direksiyonun merkezinden birkaç derece sağ ve sola çevirdiğinizde çok tepki göstermemesi oldu ama bu turunuz arttıkça kayboluyor, yerini istikrarlı bir ağırlığa bırakıyor. Kompakt sınıf bir hatchback, üstelik performanslı sürüş mottosuyla öne çıkmayan bir otomobil için hayli iddialı bir direksiyon sistemi var diyebiliriz.
Keşke sürüş modları olsaydı da direksiyon ağırlığı ve gaz tepkisini ayarlayabilseydik diye düşünmedik değil. Aslında otomobili kullanmadan önce buna pek ihtiyaç olmaz diye düşünüyorduk ama Astra o kadar keyidli bir sürüş ortaya koyuyor ki siz de elinizden gelmeden şımarıyor ve hemen fazlasını istemeye başlıyorsunuz. Bu arada bilmem farkında mısınız ama Astra'nın sürüşünden bahsediyoruz son birkaç paragraftır. Sanırım sadece bu bile sürüşün ne kadar etkileyici olduğunu gösteriyordur.
Konfor seviyesi de son derece başarılı. İyi yol tutan otomobiller sert olur genelde ama Opel süspansiyon ayarı konusunda muhteşem bir iş çıkartmış. Tempolu ve bozuk zeminli yollarda mükemmel amortisör ayarı dikkat çekiyor, darbeler kabine gelmeden izole ediliyor ve gövde hiçbir zaman kontrolü bırakmadan yolla birikte akan bir sürüş ortaya koyuyor. Düşük hızlarda, ikincil sürüş dediğimiz noktada belki biraz daha yumuşak olmasını bekleyebilirsiniz, ardarda gelen tümsek ve çukurlarda biraz sarsıntı var ama genel olarak son derece iyi bir konfor sizleri bekliyor Astra'da. Hatta neredeyse Golf kadar konforlu (belki daha iyi), Focus kadar da iyi yol tutan bir otomobille karşı karşıyayız. Bu arada Opel’in çok üzerinde durduğu LED farlar gerçekten muhteşem bir aydınlatma sağlıyor ve aydınlatması iyi olmayan yollarda bile çok iyi performans gösteriyor.
Genel olarak şehir içi sürüşte 5.1 lt/100 km olarak görünen ortalama tüketim ve 10.1 saniyelik 0-100 km/s hızlanma gibi değerler hem performans hem de ekonomi dengesinin de iyi korunduğunu gösteriyor.