Mazda’nın son dönem modellerinde tasarım felsefesi olarak yer verdiği ‘KODO’ hareketin ruhu olarak tanımlanıyor. Yani Japon tasarımcılara göre doğanın hareketleri, tasarım felsefelerinin temelini oluşturuyor.
Bunu ilk olarak 2010’da Shinari konseptinde görmüştük ve daha sonra CX-5 modelinde üretime geçtiğine tanık olduk. 3 ise KODO’nun kullanıldığı en küçük sınıf olarak dikkat çekiyor ve yine son derece dinamik bir görüntü ortaya atıyor.
Özellikle ön kısımda agresif görünen ön ızgara, krom ızgara çerçevesi ve far tasarımı 3’ün sportif bir görüntüye sahip olmasını sağlıyor. Mazda’nın en çok ihtiyacı olan şeylerden birinin dikkat çekici tasarımlar olduğunu göz önünde bulundurursanız bunun iyi bir şey olduğunu söyleyebiliriz.
Profil tasarımı da hareketli, dinamik ve modern hatlara sahip. Özellikle de ön çamurluklardan başlayan, camların altında alçalan ve sonrasında tekrar arka çamurlukların üst kısmına yükselen omuz çizgisinin hareketli yapısı dikkat çekiyor ve bazı tutucu tasarıma sahip Alman rakiplerinin yanında çok daha dinamik duruyor. Bunu destekler şekilde bel çizgisinin de yükselen yapısı otomobili öne çıkarıyor.
Eski modele göre ölçüler değişmiş, 3 daha iri bir otomobil haline gelmiş; uzunluk 5 mm artarak 4465 mm’ye çıkmış, genişlikse 40 mm artmış ve 1795 mm’ye ulaşmış, yükseklikse 20 mm alçak. Bu ölçülerle Mazda 3 en büyük rakiplerinden Ford Focus’a göre biraz daha uzun bir yapıda.
A sütunları 100 mm geri çekilirken, aks mesafesinin 60 mm (2700 mm) artması, kabin yerleşiminin daha geride olmasını sağlarken, KODO tasarıma felsefesinin de daha sportif bir görüntü vermesi için gerekli altyapıyı sağlamış.
Otomobilin altyapısında da tamamen yeni bir şasiye yer verilmiş. Yüksek mukavemetli çelik sadece şaside (eskisine göre %30 daha rijit) değil ön ve arka süspansiyon bağlantılarında da kullanılmış. Mazda’nın Jinba Ittai adını verdiği süspansiyon tasarımında önde MacPherson, arkadaysa çok noktadan bağlantılı tasarım yer alıyor. Bu yerleşim önceki modelde de yer alıyordu ama ağırlığın azaltılması, otomobilin çok daha atik bir karakter kazanması ve yük değişimlerinde daha yumuşak hareket etmesi anlamına geliyor. Ayrıca ön süspansiyon bağlantısının farklı yapısı, artırılan kaster açısı nedeniyle yol tutuşun daha iyi olduğu söyleniyor.
Direksiyon sistemi de eski modelin 16.2:1 oranı yerine 14:1 şeklinde revize edilmiş. Bunlar kağıt üzerinde Mazda 3’ün etkileyici sürüş özellikleri sunduğunu gösteriyor. Göreceğiz...