Mazda sürüş konusunda çok iddialı ve ‘3 bir sürüş otomobilidir’ açıklamasını yapıyor. Otomobilin genel görüntüsü, yaklaşımı ve motor gücüne baktığınıza böyle olduğunu pek düşünmeseniz de direksiyonun arkasına geçince düşünceleriniz değişmeye başlıyor.
Bunun nedeni performans verileri değil tabii: 0- 100 km/s hızlanma 13.1 sn olarak gösteriliyor. Bu hayal kırıklığı yaratan bir değer olabilir ama nedenini hemen söylememiz gerek. Otomobilde 4 ileri oranlı otomatik bir şanzıman kullanılıyor. Oldukça demode bir vites kutusu olan bu ünite, sadece 4 oranlı olduğu için vites oranları oldukça uzun. Bu durumun önüne kısa son dişli oranıyla geçilmek istenmiş olsa da bu performansı olumlu etkilememiş. Motor gücü 105 olarak belirtiliyor ve bu güç 6000 d/dak’da üretiliyor. 145 Nm’lik torkun da 4000 d/dak ortaya çıktığını düşündüğünüzde 3’ün performasının ilk 4000 devir boyunca ciddi anlamda yetersiz kaldığını kolaylıkla analiz edebiliyorsunuz.
Otomobil hızlanmak istemiyor, istemediği gibi bu şekildeki kullanımda yakıt tüketimi de artıyor kaçınılmaz olarak.
Ne var ki gerçek sürüş otomobili karakterini virajlara girdiğinde gösteriyor. Önce McPherson, arkadaysa çok noktadan bağlantılı süspansiyon sistemi oldukça başarılı bir iş çıkartıyor. Amortisörler de çok iyi ele alınmış, darbe emişleri sorunsuz. Önden kayma kendisini hissettirmiyor, arka tarafta çok stabil. Viraj içinde gazla oynayıp otomobilin dengesini değiştirmeniz biraz zor çünkü şanzıman ve gaz tepkileri buna uygun değil. Bu yüzden 3 ile viraja girmeden tüm hazırlığınızı yapmalısınız. Ne varki mekanik tutuş fazlasıyla iyi olduğu için bu durum endişe uyandırmıyor. Elektro mekanik direksiyonun verdiği tepkiler yol tutuşa ayak uyduruyor ve sürücüyü işin içine katıyor. Ayrıca tepki olarak da birçok rakibinin sisteminden daha barılı olduğunu söylemek gerek. Bu şekilde devirli kullanıldığında keyifli bir sürüş karakteri sunan bir otomobilin neden böyle bir şanzımanla donatıldığı akıllarda soru işareti oluşturuyor. Özellikle de sürüş otomobili olarak lanse edilen bir modelde.