Her ne kadar global bir otomobil olsa da Focus’un kabini herkesin kolaylıkla beğeneceği bir tasarıma sahip değil. Bu belki de eleştirilebilecek noktaların başında geliyor.
Bunun nedeni şık görünmemesi değil, aksine oldukça gösterişli; sadelik ve kolay kullanımdan uzak olması. İlk bakıştaki düğme kalabalığı ve tasarımdan kaynaklanan farklı yüzeylerin yarattığı ilginç çizgiler Focus’un kabinini dinlendirici bir yer olmaktan çıkartıyor.
Konsolun üst kısmında, günlük hayatta elinizle dokunamayacağınız alandaki plastikler yumuşakken, vites kolu civarındaki aktif olarak kullandığınız bölgedekiler daha sertler. Neden bunun tam tersinin yapılmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Bundan tam olarak emin olmasam da kişisel fikrim bir otomobilin kabinine giren birinin bakacağı ilk noktanın konsolun üst kısmı olacağıdır.
Konsoldaki düğmelerin yerleşimlerinde sorun olmasa da fontları küçük, sayıları çok olduğu için kullanımları rahat değil. Aynı şekilde direksiyonun üzerindekiler de.
Focus’un kabinin genel yapısı bu anlamda sınıfındaki otomobillerden en çok Opel Astra’ya benziyor. Golf ile Giulietta ise farklı tarzlarıyla ayrılıyorlar Focus’tan.
Birçok kişi kabini beğenecektir ama bana göre bu kadar çok satılması öngörülen bir otomobilin kabinin sezgisel kullanıma daha yatkın olması gerekirdi. Yıllardır Focus kullanan bir arkadaşımın ‘Sırf kabin kullanımı zor diye bu otomobili almamayı düşünebilirim’ dediğini hatırlıyorum. Haklı olabilir. Hacim olarak belki sınıfının en genişi değil ama kesinlikle en genişlerinden biri. Focus hacim konusunda oldukça iddialı bir model.