Burası tasarım olarak yerini aldığı modele göre çok farklı değil. Karakteristik üçlü havalandırma ızgarası ve vites koluna doğru akan konsol gibi detaylar aynen duruyor.
Ancak genel olarak kabine daha kaliteli bir hava hakim. Malzeme seçimindeki titizlik ve detaylara verilen önem gözlerden kaçmıyor: Yer yer kullanılan krom parçalar lüks hissi artırıyor ve plastiklerin yumuşak yapısı dikkat çekiyor. Aynı şekilde göstergelerin etrafındaki parlak, krom görünümlü parçalar da.
Panoromik cam tavan tüm gün ışığının kabine girmesini sağlıyor ve kabinin klas havasına katkıda bulunuyor. Ne var ki bu pozitif düşüncelerin yanında bazı soru işaretleri de oluşmuyor değil. Otomatik vitesli bu versiyonda, direksiyonun arkasında bulunan vites değiştirmeye yarayan kulakçıkların plastik kalitesi beklenenden kötü. Bu, vites atmak için elinizle her dokunduğunuzda tatsız, hareket eden, fazlasıyla ses çıkartan kulakçıkların keyfinizi kaçırması anlamına geliyor. Aynı şekilde kapı tutacakları da gayet güzel, taraklanmış alüminyum görünüme sahip ama dokunduğunuzda hareket eden yapısı ve birleşme noktasının sertliği nedeniyle elinizi acıtan yapısı not ettiğimiz bir diğer kusur. Tabii durum sadece mevcut bir modeli makyajlamaktan ibaret olduğu için turuncu renkli, artık yaşını çoktan hissettiren ekranlar ve kontroller de aynen korunuyor. Öyle görünüyor ki Peugeot gövdedeki değişiklikler kadar kabine vakit ayırmamış.
Kabin oldukça geniş ve sürüş pozisyonu, derinlik- yüksekli ayar sunan direksiyon sayesinde gayet iyi. Baş mesafesi fazlasıyla yeteri ve ön görüş eski modeldeki gibi iyi. Ancak arka tarafta baş hacmi ön kadar iyi değil çünkü tavan çizgisi hafifçe arkaya doğru alçalıyor. Yine de sınıf standartlarında olduğunu söyleyebiliriz, sadece aldığımız notlar arasında buna yer verdiğimizi belirtmek istedik.