Peugeot 308 Active 1.6 e-HDi Auto6R

Gelelim 308’in en iddialı olduğu noktaya. Bunu söylememizin nedeni Peugeot’nun bir makyaj operasyonundansa tamamen yeni bir modelde görmeye alıştığımız şekilde teknolojik yeniliklere imza atmış olması.

Öncelikle otomobilin ismiyle başlayalım: e-HDi. Citroen DS4’teki gibi burada da HDi ibaresinin önünde ‘e’ harfinin bulunması bir takım teknolojik yeniliklerin burada yer aldığı anlamına geliyor. Fransız üretici 308’deki bu teknolojik yeniliğe ‘micro hybrid’ adını veriyor ve ‘yeni 308 projesinin asıl odak noktası emisyon değerini düşürmek’ açıklamasını yapıyor.

Micro hybrid’in bünyesinde yeni bir stop-start sistemi var. Alternatör kontrol sistemi içeren bu yeni teknoloji, hibrid otomobillerdeki gibi fren esnasındaki enerjiyi absorbe ederek, motor tekrar çalışacağı zaman yeniden kullanıyor.

Bu standart sistemlere göre % 40 daha hızlı çalışma sağlarken, otomobilin hızı 8 km/s’nin altına inmişken motoru kapatıp maksimum verimlilik sağlıyor. Sadece bu da değil, şehir içi trafikte % 15 daha az yakıt tüketimi ve 5 g/km emisyon tasarrufu da elde ediliyor.

Micro hybrid teknolojisi sadece 1.6 litrelik 112 bg’lik Euro 5 normalarına uyan bu motorla sunuluyor ve yukarıda yazılanlara ek olarak gövde ağırlığının 25 kg azalması, 16 inçlik düşük sürtünmeli lastikler, geliştirilen elekrikli direksiyon pompası gibi ekstralarla geliyor.

Açıkçası yeni STOP & START sistemi çok etkili çalışıyor. Otomobil henüz durmadan motorun kapanması ve ayağınızı frenden kaldırdığınız anda hemen yeniden çalışması ve bunu yaparken sarsılmaması üzerinde düşünülmüş olduğunu gösteriyor. Sistemin içindeki alternatörün 2.2 kW gücünde olduğu ve toplam 600.000 çalıştırma gerçekleştirebildiği bahsedilen detaylar arasında.

Micro hybrid’i bir kenara bırakacak olursak, 1.6 lt’lik motorun çok canlı bir karakteri olduğundan da bahsetmeliyiz. Sanki 1.6 değilde daha büyük hacimli bir motor kullanıyor izlenimi uyandırıyor. Her devirde canlı ve hızlanma konusunda istekli. Her ne kadar motor hakkında olumlu düşüncelere sahip olsak da Peugeot’nun yeni nesil otomatik (robotize) şanzımanlarına pek de alışamadık. Burada da 508 modelindeki gibi sarsıntılı, kaba geçişler söz konusu. Bunun önüne geçmek için ayağınızı gazdan kaldırmanız gerekiyor ki modern bir vites kutusunun bu tarz zorlayıcı olmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Direksiyon beklediğimizden daha iyi, yeteri kadar tepki iletiyor ancak ağırlığı biraz tutarsız. Elektrikli sistem virajlarda suni bir ağırlık yaratıyor ama bunun dozunu bazen fazla kaçırdığı oluyor. Girdilerinizin otomobil üzerindeki etkisi sürücüyü tatmin ediyor, gereksiz hareketlere gerek kalmıyor.

Sürüş ağırbaşlı bir karaktere sahip, gerek süspansiyon sisteminin tatlı sert yapısı, gerekse motorun yumuşak tavırları bunu oluşturuyor. Bir Focus’un canlılığı burada yok, tutuş da aynı şekilde rekabetçi ama en iyiler arasında değil. Beklediğimizden daha sert amortisörlerden dolayı çukur ve tümsekler kabinde biraz hissedeliyor ama bunun güven verici bir yanı da olduğunun altı çizilmeli.

308’i virajlı bir yolda kullanırken çok keyif almayı beklemeyin. Bir yere kadar, limitlere yaklaşana kadar tutuş yeterli ama limitlerin biraz üzerinde ESP’nin hemen devreye girip, kapatılamıyor oluşu bu noktadan sonra bir şeylerin olamayacağını gösteriyor. 308 sürücüsüne oyun oynamayı seven bir otomobil değil ve kuralları onun belirliyor. Siz çok söz sahibi değilsiniz.

Asıl amacı ekonomi olan bir otomobilden bu tarz şeyler beklemek ne kadar doğru bilinmez ama daha önceki deneyimlerimiz ekonominin de keyifli bir şekilde yapılabileceğini kanıtlamıştı bizlere.